Aile içi kadına karşı şiddette kadın sığınmaevlerinin rolü üzerine genel bir değerlendirme
Abstract
Kadınlara yönelik şiddet, temel insan hakları ve özgürlüklerin ihlali olup, kadın erkek arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin sonucunda ortaya çıkan toplumsal bir sorundur. Bu sorun çoğunlukla özel alanda meydana geldiği için çoğu zaman gizli tutulmakta, bu nedenle de boyutlarının belirlenmesi güçleşmektedir. Her gelir düzeyinden, her eğitim seviyesinden, her meslek grubundan ve her yaştan kadınlar şiddete maruz kalabilmektedir. Kadına yönelik şiddetin doğal sonucu olarak kadın sığınma
evleri bir zorunluluk olarak çıkmıştır. 2014 yılında yaklaşık 20 bin kadın, değişik nedenlerden dolayı kadın sığınmaevlerine sığınmak zorunda kalmıştır. Kadın sığınmaevleri kocaları veya arkadaşları tarafından dövülen veya hakaret edilen kadınlara çocuklarıyla birlikte barınma imkânı sağlayan
mekânlardır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. Maddesinde, “Büyükşehir Belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyelere kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar” ifadesi ile belediyelere bu konuda görev ve yetki verilmiştir. Ülkemizde şu anda 25’i SEHÇEK olmak üzere, valilikler,
belediyeler ve sivil toplum kuruluşları tarafından işletilen toplam 89 sığınmaevinde hizmet sunulmaktadır. Kadın sığınmaevlerinin sayısı, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmakta ve her geçen gün yeni sığınma evleri kurulmaktadır.
Collections
- Psikoloji [68]
DSpace@BİNGÖL by Bingöl University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..