Kent Hakkı Kapsamında Toplumsal Hareketler (Wall Street ĠĢgal Et Hareketi ve Taksim Gezi Parkı Olayları Örneği)
Abstract
ÖZET:
Kentler, insanlık tarihi boyunca farklı Ģekillerde tanımlanan ve sürekli geliĢen mekânlar olarak ön plana çıkmaktadır. Ġnsanların çoğunlukla bir arada yaĢadığı ve etkileĢim içinde olduğu kentler, bireysel ve toplumsal taleplerin sıklıkla ele alındığı yerler haline gelmiĢtir. Kentlerdeki yetkinliklerin artmasıyla birlikte, Henri Lefebvre tarafından "Kent Hakkı" kavramı ortaya atılmıĢtır. Kent hakkı kavramı, kenti kentli bireyin merkezine yerleĢtirerek, kullanım değeriyle bütünleĢtiren bir yaklaĢımı ifade etmektedir. Bu kavram, Marksist kuramcılar tarafından da değerlendirilmiĢtir ve kentleĢme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Kent hakkının toplumun geniĢ kesimleri tarafından benimsenmesi ve hayatın bir parçası haline gelmesi için güçlü bir sivil toplum ve demokratik geleneğe ihtiyaç vardır. Merkeziyetçi ve devletçi bir yönetim anlayıĢının egemen olduğu toplumlarda, yetki ve güç paylaĢımı sınırlı olabilmektedir. Ancak yerel demokrasiyi önemseyen ve çoklu iktidar anlayıĢının egemen olduğu toplumlarda, halk aktif bir Ģekilde kent yönetimine katılım sağlayacaktır. Bu bağlamda tez çalıĢmasında, kent hakkı yaklaĢımı sivil toplum perspektifiyle ele alınmıĢtır. ÇalıĢmada, farklı siyasi kültüre ve koĢullara sahip olan Wall Street ĠĢgal Et hareketi ve Taksim Gezi Parkı eylemleri, kent hakkı yaklaĢımının merkeze alındığı bir tartıĢma çerçevesinde ele alınmıĢtır. ABSTRACT:
Cities have emerged throughout human history as spaces that have been defined and constantly evolving in various ways. Cities, where people mostly live together and interact, have become places where individual and societal demands are frequently addressed. With the increasing significance of cities, Henri Lefebvre introduced the concept of "Right to the City." The concept of the right to the city places the city at the center of the urban dweller, integrating it with its use value. This concept has been examined by Marxist theorists and plays a significant role in the process of urbanization.
For the widespread acceptance and integration of the right to the city into society as a way of life, a strong civil society and democratic tradition are essential. In societies dominated by a centralized and statist approach to governance, the sharing of power and authority may be limited. However, in societies that prioritize local democracy and embrace a pluralistic understanding of power, the active participation of the public in urban governance is fostered. In this context, the present thesis examines the concept of the right to the city from a civil society perspective. The study explores the Wall Street Occupy Movement and the Taksim Gezi Park protests, which represent different political cultures and conditions, within the framework of a discourse centered on the right to the city.
Collections
DSpace@BİNGÖL by Bingöl University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..