dc.description.abstract | Şia’nın en önemli kolu sayılan İsmâiliyye, on iki asır boyunca azınlık bir mezhep
olarak varlığını sürdürmüştür. Bu mezhep müntesipleri, özellikle Abbasî halifeleri ve
Selçuklu sultanlarının eziyetlerine eziyetlerine maruz kalmıştır. Sadece Fatımîler hilafeti
döneminde; İsmâiliyye, güçlü bir devletin resmi mezhebi haline gelmiş ve bu dönemde
İsmâilîler, mezhebi özgürlükten yararlanmışlardır. İsmâiliyye Ca‘afer Sadık’ın büyük oğlu
İsmâil’in oğlu Muhammed bin İsmâil’e bağlı kalarak imametin onların hakkı olduğuna
inanlara verilen addır. Abbasi ve Selçuklu yöneticilerin teşvikiyle Ehl-i sünnet âlimleri,
İsmâilî karşıtı risaleler tedvin etmişlerdir. Abbasî halifesi el-Mustazhir (487-512/1094-
1118)’in isteğiyle Gazzâlî (ö.505/1111) Fedâihu’l-Batıniyye ve Fedâilu’l-Mustazhiriyye
olarak adlandırılan İsmâilî karşıtı bir risale yazmıştır. Gazzâlî, İsmâilîlerin en önemli
nazariyesi olan “Masum İmam öğretisi”nin zarurî olduğu yolundaki düşüncesini sert bir
şekilde eleştirmiştir. Gazzâlî’den yüz yıl sonra Yemen’de, İsmâilî dâî Ali bin Muhammed
el-Velid (ö. 612-1215) Dâmiğu’l-Bâtıl ve Hatfu’l-Munâdil adında bir eser yazarak
Gazzâlî’nin iddialarına cevap vermiştir. | tr_TR |