dc.description.abstract | İnsanların sihirle olan ilişkisi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’in de açıkladığı gibi; Babil ve Mısır coğrafyalarında sihir olarak gerçekleştirilen bazı faaliyetler bunun misallerini teşkil etmektedirler. Cahiliye dönemi inançları, geçmiş milletlerin inanç kırıntılarına bulanmış hurafelerden ve asılsız zanlardan oluştuğundan, o dönemde de sihir hadisesine rastlanmaktadır. Onların da Babil ve Mısırlılar gibi, sihri kötü emelleri için kullandıkları ve küfürlerini arttırdıkları anlaşılmaktadır. Kur’ân-ı Kerim, bu vakanın her dönemde var olduğuna işaret ederek çirkinliğini ortaya koymakta ve bu çirkinliğin şerrinden sadece Allah’a sığınılması gerektiğini bildirmektedir. İşte bu çalışmada, Türkçe’de “büyü” olarak ifade edilen ancak çok daha kapsamlı bir anlama sahip olan “sihir” kavramının ifade ettiği mefhum, muavvizeteyn surelerinin nüzulüne sebep olan hadiseler
çerçevesinde anlaşılır hale getirilmeye çalışılacak ve Efendimiz (s.a.s.)’in kendisi için yapıldığı bildirilen sihir karsısındaki durumu değerlendirilecektir. | tr_TR |