Şehirleşme olgusu ve şiddet döngüsü bağlamında kimlik ve kişilik bunalımı
Özet
Kentleşme sürecinde, oluşan çarpık kentleşmenin insan tutum ve davranışlarında meydana getirdiği değişmeler neticesinde ortaya çıkan temel sorunlardan birisi de suç ve şiddet olgusudur. Son yıllarda, toplumda şehirlerin güvenliği ile ilgili kuşkuların her geçen gün arttığına ilişkin toplumda genel bir algılama söz konusudur. Şehir güvenliği ile ilgili çözülmesi gereken en önemli sorunların başında şiddet ve zorbalıkla baş etme gelmektedir. Göçler sonucunda, ortaya çıkan çarpık kentleşmenin getirdiği bireysel ve toplumsal sorunlar nedeniyle pek çok birey kendini artık güvende hissetmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil; bireyin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerden de tam bir iyilik halinde olmasıdır. Kentleşmenin getirmiş olduğu yalnızlık, çaresizlik, bunalım, tükenmişlik ve izolasyon sonucunda şiddete ilişkin korku da giderek artış göstermektedir. Bireyler bu sorunlarla başa çıkmak için mücadele etmektedirler. Çarpık kentleşmenin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçların sonucunda, yapılan araştırma sonuçları da göstermektedir ki, birçok birey diğerleriyle iletişiminde çatışma ve problem çözmede iletişim tarzı olarak en etkin yolun şiddet ve kaba kuvvet olduğuna inanmaktadır. Şiddet içerikli davranışlar arasında öfke patlamaları, vurmak, tekmelemek, itmek, yaralamak, kavga etmek, tehdit etmek, ya da yaralamaya çalışmak, hayvanlara yönelik acımasız davranışlar, yangın çıkarmaya teşebbüs etmek ve eşyalara bilerek zarar vermek gibi olumsuz davranışlar sayılabilir. Bu durumun nedenleri olarak, şehirlerde çetelerin çocuk ve gençlerde bir merak ve özentisi doğurduğunu ve bireylerin daha erken yaşlarda suça bulaşmış olma olasılığını söyleyebiliriz. Çocuklar, daha küçük yaştan itibaren kendini bir şiddet sarmalında bulmaktadırlar Çok tartışılan bir konu da, kentleşmenin doğurduğu, bireysel ve toplumsal sorunların neticesinde, şiddetin aileden başlayarak bir süreklilik gösterdiğidir. Hatta eğitimcilerin söylemiyle “ailede dayağa alışmış çocukları okulda ve sınıfta başka türlü kontrol edemedikleri” şeklindedir. Şiddete uğrayan kişiler – ki bunlara kurban denir - kısa ve uzun süreli uyumsuzluk tehlikesi ile karşılaşmakta, akıl ve ruh sağlıkları olumsuz etkilenmektedir. Neticede, gelecekte bir takım psikolojik ve sosyal problemler yaşamaları kaçınılmaz olmaktadır.
Bu araştırmada, kentleşme olgusu bağlamında, bireyin içine düştüğü kimlik ve kişilik bunalımı ve bunun sonucunda bozulan ruh sağlığı neticesinde başvurduğu ve bir çözüm yolu olarak gördüğü şiddet davranışı ele alınmıştır. Konu ile ilgili olarak, alan yazın çalışması yapılmış ve buradan da bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Koleksiyonlar
- Psikoloji [68]
DSpace@BİNGÖL by Bingöl University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..